Tek Tatil 3 Rota -Helsinki-Tallinn-Riga
- İç Mimar / Gezi Yazarı Gözde Gizem Üregel

- 1 Oca 2024
- 12 dakikada okunur
Yeni yıl pek çok kente ışıltısı ile geliyor….
Noel zamanı gidilecek en iyi 3 rota içerisine girebilecek Estonya-Letonya-Finlandiya üçlüsü.
Kuzey Avrupa’nın en güzel ülkeleri arasında yer alan Estonya ve Letonya görkemli tarihi UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde koruma altına giren ‘’Eski Kent’’i ile görülmesi gereken yerlerden kesinlikle. İskandinav ülkelerinin gözbebeği olan Helsinki ise kendine has dinamik yapısı, mimari tasarımları, birbirinden güzel adaları ve yeşil kentsel alanları ile sürdürülebilir bir şehir olma unvanını taşımakta.
Benim gibi kış aylarında gitmeye karar verirseniz eğer gitmeden önce mutlaka hava şartlarına uygun alışveriş yapmalısınız! Aralık ayında hava sıcaklığı -7, -20 dereceler arasında değişiyor. Havanın 9’da aydınlanıp 3’te karardığını da unutmayalım. Yaz ayları ise akşamları ve geceleri aydınlık; çünkü güneş geç batıp erken doğuyor. Hava sıcaklığı ise ortalama 20-25 derecelerde.
Helsinki biletlerini alırken rotamı belirlememiştim. Kuzey tarafı Lapland vardı hep aklımda. Fakat uzun yıllar görmek istediğim Tallinn ve Riga için daha doğru bir zaman olduğuna karar vererek rotamı Baltık ülkelerine doğru çevirdim. Rotamı belirledikten sonra, şehirlerde görmek istediğim yerlerin başında şehirlerin eski yerleşimi ve mimarisi, eski sokakları ve en önemlisi Aralık başında kurulan Noel pazarları vardı. Yılın en sevdiğin zamanı, bu seyahatimin de başlıca amacı Noel pazarlarını gezmek.
Zamanı iyi kullanmak hem de eski şehirde ki otantik havayı yaşamak adına turistik olan bölgelerde konaklamayı tercih ediyorum. Yani oldtown şehir merkezinde.
Seyahatlerimi tek başıma yaptığım için çoğu zaman hostel’de konaklıyorum. İşin ekonomik boyutu bir yana, hostellerin konumları çok merkezi oluyor, ayrıca paylaşımlı odalarda kaldığınız zaman sizin gibi tek başına seyahate çıkmış kişilerle tanışıyorsunuz. Farklı kültürlerden yeni insanlar tanıyıp birlikte vakit geçirmek çok kıymetli oluyor. Aynı enerjiye sahip oluyorsunuz bir kere. Tanışıp birlikte vakit geçirdiğim arkadaşlarımla bağlarım hiç kopmadı halen görüşmeye devam ediyoruz. Yolda birileri ile tanışmak beni mutlu ediyor.
Seyahatime Helsinki’den başlayarak Tallinn, Riga ve tekrar Helsinki’de sonlardım.
Bu rota için 5 gün ayırmak yeterli olur. İstanbul’dan Finlandiya’nın başkenti Helsinki’ye Pegasus’un uçuşları var. Eğer indirimli bilet zamanını beklerseniz de çok uygun fiyata bilet bulabilir, sonra rotanızı detaylandırabilirsiniz.
Önemli olan ilk adımı atıp o bileti almak :)
İstanbul’dan kalkan 11 uçağıyla direkt Helsinki’ye uçuşuyorum. Saat farkı aramızda 1 saat. Bugünüm biraz yollarda geçecek ama sonraki günlerin hepsi benim.
Helsinki havalimanı oldukça büyük fakat bir o kadar da pratik. Havalimanından şehir merkezine gitmek için birçok seçenek var. Ben kısa oluşundan dolayı trenle gitmeyi tercih ediyorum ve iner inmez şehir merkezine gitmek için havalimanının içerisinde bulunan tren istasyonuna iniyorum. Trenin kalkış yerinde bulunan makinalardan 4,30 Euro’ya bilet satın alabiliyorsunuz, 75dk’da şehir içinde aktarma yapmanıza müsaade ediyor.
İskandinav ülkeleri arasında toplu taşıma konusunda en uygun fiyatlı olan ülke kesinlikle burası.
Central tren istasyonuna indikten sonra önünden kalkan 9 no’lu tramvaya aktarma yapıp, beni Tallinn’e götürecek Tallink Terminaline doğru gidiyorum.
Helsinki’den Tallinn’e ulaşım için birçok alternatif var. Kesinlikle gemi yolculuğunu deneyimlemenizi öneriyorum. www.ferryscanner.com sitesinden firmaların seferlerine ulaşabilirsiniz. Günde birçok sefer düzenleniyor. Ortalama fiyatlar 25-30 euro civarı, eğer erken bilet alırsanız çok daha uyguna bulabilirsiniz. Eston Tallink Silja şirketi, hatta çalışan en büyük ve en lüks Cruise gemisi. 10 katlı olan gemi de birçok restaurant, pub, bar, oyun alanı, hatta bir casino bile var! Ayrıca yataklı oda seçenekleri de mevcut. Gemi içerisindeki fiyatlarda ne Helsinki kadar pahalı ne de Tallinn kadar ucuz diyebilirim. Limandan ayrılırken güneşin Baltık denizinde sakince batışına denk geliyorum. Öyle büyüleyici ki manzara! Geminin güvertesinden izlerken -13 dereceleri pek umursamıyorsunuz manzara karşısında. Yolculuğunuzu gün doğumu veya batışına göre ayarlamanızı öneririm.


2 saatlik gemi yolculuğumun sonunda Estonya’nın başkenti masallar şehri Tallinn’e doğru yanaşıyoruz. Arnavut kaldırımlı Orta Çağ ruhunu hissedeceğiniz, tarih kokan sokakları, gizemli geçitleri, büyüleyici ve eşsiz tarihi mimari yapıları ile hayranlık uyandıran bir şehir.
A terminali olarak geçen limana indiğimizde Avrupa ülkesi olduğundan iki tarafta da herhangi bir kontrol sağlanmıyor. Liman, Oldtown şehir merkezine 15dk yürüme mesafesinde yer alıyor.
Yürüyerek kalacağım hostele varıyorum. Valizimi bırakıp, kapanmadan doğru Noel pazarının kurulduğu Town Hall meydanına gidiyorum. Noel pazarı haftaiçi akşam saat 8, hafta sonu ise 9’a kadar açık.


Tallinn’de Noel pazarı 25 Kasım - 8 Ocak tarihleri arasında kuruluyor. 2019 yılında Avrupa’nın en iyi Noel pazarı olarak seçilmiş. Meydanda 1441 yılından beri süslenen, Avrupa’da sergilenen ilk Noel ağacı ünvanını taşıyan kocaman bir çam ağacı kuruluyor. Karla kaplı olan şehirde, çevresindeki eski binaların oluşturmuş olduğu görüntüyle masal diyarında gibi hissediyorsunuz. Kış ayları ne kadar soğuk olsa da Noel ruhunu iliklerinize kadar yaşayacağınız bu şehre Aralık ayların da gelmenizi öneririm.
Ulaşım:
Şehirde toplu taşıma en ucuz olan şey. Oldtown içinde olacağınız için muhtemelen çok ihtiyaç da duymayacaksınız. Taksi, Uber fiyatları da oldukça uygun. Uber için mutlaka Bold uygulamasını indirmelisiniz. Havalimanı şehir merkezinden de oldukça yakın. Uber ile 10 Euro’ya merkeze gelebilirsiniz.
Tallin’e gelmek için THY’nin İstanbul’dan direkt seferleri oluyor. Bilet fiyatları biraz yüksek olabilir, indirimleri takip etmek gerekir.
Ya da benim yaptığım gibi Pegasus’tan Helsinki’ye uygun bilet alıp, gemi yolculuğu yaparak da geçebilirsiniz.


Konaklama:
Orta Çağ mimarisini yansıtan konaklama mekânları ile Vanalinn yani Eski Şehir’de birçok konaklama seçeneği mevcut. Hava sıcaklığının eksi derecelerde olmasından kaynaklı meydana en yakın hosteli tercih ediyorum. The Monks Bunks Hostel’de uygun seçenekli tercihinize göre paylaşımlı oda bulabilirsiniz.

Raekoja Plats (Town Hall Square)
Raekoja Plats (Town Hall Square – Belediye Sarayı Meydanı)
Meydanda açık hava konserleri, fuarlar ve Orta Çağ festivalleri gibi çeşitli kültürel etkinlikler düzenleniyor.


St.Catherines’s Passage
St.Catherines’s Passage
Sur duvarları ile taş binalar arasında kalan küçük dar bir geçit. Bir tarafında el işleri satan küçük dükkanlar bulunuyor.
Viru Gate
14. yüzyılda şehrin koruması için inşa edilmiş, köşe kuleleri hala ayakta kalmış Viru geçidi, şehrin en işlek ve turistik caddesinin girişinde duruyor.

Patkuli Tepesi
Patkuli Tepesi
Tallinn’e tepeden görmek isterseniz ücretsiz ulaşabileceğiniz bir tepelik burası. Büyüleyici kent duvarları, kuleleri, Liman bölgesinin manzaralarını görebilirsiniz.

Alexander Nevsky Katedrali
Alexander Nevsky Katedrali
Toompea tepesine tırmanırken karşınıza çıkacak şehrin en büyük Ortodoks kilisesi. 1894 yılında Rus bir mimar tarafından yapılmış.

Danish King’s Garden (Danimarka Kral Bahçesi)
Danish King’s Garden (Danimarka Kral Bahçesi)
Toompea’nın hemen yanındaki Tallinn kale duvarı St. Nicholas Kilisesi’nin karşısında yer alıyor. Bahçede 3 keşiş heykeli yer alıyor.


Olde Hansa, Tallinn
Olde Hansa
Ortaçağı sonuna kadar hissedeceğiniz Olde, mimarisi, yerel kıyafetler giyip servis yapan garsonları ve atmosferiyle deneyimlemeniz gereken yerlerden biri kesinlikle. Kendi içerisinde birkaç odacık var konseptleri değişiyor. Giriş kısmındaki bölüm, oldukça karanlık, mum ışığıyla aydınlanıyor. Turistlik bir yer, diğer restaurantlara göre fiyatlar biraz yüksek kalabilir fakat kesinlikle değecek. Pişman olmazsınız.


lll Draakon
lll Draakon
Town Hall binasının altında, içerisi oldukça otantik, yöresel kıyafetli kadınların servis yaptığı sıcak bir ortam burası. Görünümüyle mahzeni andırıyor. Estonya mutfağını deneyimleyebileceğiniz self-servis olan mekanda fiyatlar oldukça makul. Geyik etli çorbasını denedim, oldukça lezzetliydi. Fiyatı da 2,5 Euro.
Estonya mutfağı
Estonya’nın kendine özgü en önemli yiyeceklerinden biri Eston adı verilen ekmekleri. Eston mutfağında en çok etli güveç (seljanka), balık, ekmek çorbaları, patates ve lahana var. Tabii ki geleneksel içkisi olan Vana’yı kimse gölgeleyemez. % 40 alkol oranına sahip kendileri. Noel pazarında da sıcak şarap içerisine karıştırmışlar, bu şekilde deneyebiliyorum tadını.
Vanalinn bölgesinde çok güzel restaurant ve cafeler var. Olde Hansa ve lll Draakon’u söylemiştim. Rataskaevu 16, (Olde HansaRukis bakery, Peppersack, 5Senses’de sevdiklerimden biri.
Para Birimi
Euro kullanılıyor. Her yerde kredi kartı geçerli. Baltıkların en pahalı şehri. Helsinki kadar pahalı diyemem fakat yeme-içme olarak beklediğimden daha pahalı bir şehir diyebilirim. Güneye doğru indikçe fiyatlarda azalıyor.
Letonya’nın başkenti Riga için yolculuk vakti
Tallinn’de 2 gece kaldıktan sonra Riga için yola çıkıyorum. Soğuk olmasa çok daha uzun kalmak isterdim bu şehirde fakat bünyem bu kadar soğuk ile baş edemeyebilir. Görmem gereken 2 şehir daha var.
Sabah saat 6’da otobüs terminalinden kalkacak olan Flix bus firmasıyla yapacağım 4 saatlik yolculuk sonunda Riga’da olacağım.
Kaldığım hostelden 2km uzaklıktan olan terminal için uber çağırıyorum. 05:15 beni hostelimin önünden alıyor ve 10dk sonra terminaldeyim. Bu kısa yolculuk için 5 Euro ödedim.
Otobüs şansıma boş, 6-7 kişi ile yolculuğumuz başlıyor. Hava o kadar soğuk ki otobüsün içi ısınmadığından mont, atkı, beremi hiç çıkarmadan yolculuğumu tamamlıyorum. Flixbus firmasını çok sık kullanıyorum, uzun seferlerde yaptım, daha iyi otobüslere binmiştim. Yine de zorlu hava şartlarında eşsiz kar manzaralarını seyrederek rötarsız Riga’ya varıyoruz.
Otobüs terminali Oldtown’a 10 dk yürüme mesafesinde yer alıyor. Noel pazarının kurulmuş olduğu Rigas Doma meydanına bakan hostelime yerleştikten sonra odayı hızlıca terk edip kendimi Noel pazarının içerisinde buluyorum.


Rigas Doma meydanı, Noel Pazarı
Riga Katedralinin önündeki meydana 3 Aralık - 8 Ocak tarihleri arasında kurulan Noel pazarı, gezdiğim pazarlar arasında beni en büyüleyen yerlerden biri oldu. Tallinn’e göre daha fazla yiyecek, içecek stantlarına sahip pazar, daha çok çocuklara yönelik olacak şekilde organize ediliyor. Ahşap figürler, çitlerle çevrilmiş kuzuların, midillilerin olduğu küçük köşe, ortaçağı yaşatan yemek köşeleriyle masalsı bir atmosfer sunuyor.


Vecriga Bölgesi, Oldtown
Şehrin en gezilesi yerleri Vecriga yani Eski Riga diye anılan bu bölge. Şehir tarihi havasını fazlasıyla koruyor.
UNESCO Dünya Mirası alanı olarak kabul edilen Riga’nın tarihi merkezi 20. yüzyılın önemli sanat akımlarından olan Art Nouveau mimarisinin en büyüleyici örneklerinden. Mimariyi görebileceğiniz birçok cadde var şehirde. Bunların başında Alberta Jela Caddesi var. Treinieku, Antonijas, Dzirnavu, Emila Melngaila Caddesini listenize eklemeyi unutmayın.

Art Nouveau Mimarisi
20. yüzyılın önemli sanat akımlarından olan Art Nouveau sanatının en güzellerini görebileceğiniz yerlerden biri de Riga. Koca koca kafalar, heykel sütunlar, meyve sepetleri gibi bir sürü detaylar.. 1900’lü yılların başlarında etkisini gösteren akımın izlerini görebileceğiniz birçok cadde var şehirde.
Ulaşım
Tallinn’de olduğu gibi burada da ulaşım çok uzuz. Havalimanından şehir merkezine tramvayla 20dk’da ulaşabiliyorsunuz. Bileti küçük kiosklardan alabiliyorsunuz 1,40 Euro. Taksi de yaklaşık 10 Euro civarı tutuyor.
THY ve airBaltic firmalaryla istanbul'dan Riga’ya direkt uçuslar var. İndirimli fiyatları kovalayabilirsiniz.


House of Blackheads
House of Blackheads
14.yüzyılın ortalarında inşaa edilmiş bu güzel yapı bir zamanlar tüccarlar cemiyeti/loncası olarak kullanılıyormuş. Etkileyici bir dekorasyona sahip olan bina törenler, toplantılar için kullanılıyor. Belediye meydanı önünde de büyük bir yeni yıl ağacı kurulmuş.


St.Peter’s Kilisesi
St.Peter’s Kililesi
130 metre uzunluğundaki saat kulesi ile şehrin en yüksek yapılarından biri. Tarihi 1209 yılına kadar uzanıyor. Mimarisinin güzelliği yanı sıra asansörle çıkılan 72 metre yükseklikteki kulesinden izleyeceğiniz şehir manzarasını da oldukça etkileyici. Riga’nın sembolü panoramik fotoğrafları buradan çekiliyor.
Kilise kısmı için 3 Euro, kulesiyle birlikte gezmek isterseniz de 9 Euro ödemenizi gerekiyor. Hava çok soğuk ve tepesi rüzgarlı olduğu için 5dk’dan fazla kalamayıp kısmi felç geçirme durumundan hızlıca inmek durumunda kalıyorum.
Freedom Monument
Letonya’nın sembollerinden biri haline gelmiş Özgürlük Heykeli. ilk özgürlük döneminde inşa edilmiş ama Sovyet döneminde indirilmiş. Uzun bir sütunun üzerine yerleştirilmiş kadın heykeli elinde Letonya’nın üç bölgesini temsil eden üç yıldız taşıyor.

Cat House
Cat House
Kulelerindeki iki kedi heykeli ile ünlü yapı herkesin merak ettiği yerlerinden biri. Söylentiye göre, Almanların ağırlıkta olduğu Büyük Lonca’ya alınmayan Letonyalı bir tüccar tarafından yaptırılmış ve kedilerin kuyrukları kendisini hor gören bu cemiyetin binasını işaret ediyormuş.

Riga Dome Katedrali
Riga Dome Katedrali
Katedral, Gotik, Barok, Romanesk ve Art Nouveau mimarisini taşıyor. Dini önemi yanı sıra bir kültür merkezi görevi de görüyor. Yıl içerisinde sergi ve konserlere ev sahipliği yapıyor. Noel pazarları da Katedralin önündeki büyük meydan da kuruluyor.

Three Brothers
Three Brothers
Üç Birader evleri yan yana bulunan, her biri farklı dönemde yapılıp hiç restorasyona uğramamış 3 farklı yapı. 17-19-21 numaralı evler Maza Pils iela’da yer alıyor. 17 numara en eskisi, 1490 yılında yapılmış. Ortadaki kardeş ise 1646 yılında diğeri ise 17. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş.

Swedish Gate
Swedish Gate
Eskiden 8 kapısı olan tarihi şehir surlarından ayakta kalabilen tek kapı. 1698 yılında İsveçlerin hüküm sürdüğü dönemde inşa edilmiş.
Riga Central Market
Oldtown dışında yer alan, Almanların eski zeplin hangarı olarak kullandığı eski yapı, günümüzde her türlü yiyecek ve gerekli malzemeyi bulabileceğiniz bir Pazar yeri.
İçerisinde hazır yemekleri bulabileceğiniz cafe-bar tarzı yerler de bulunuyor.
Letonya Mutfağı
Et ve Domuz eti ağırlıklı olan Letonya mutfağında, Baltık denizine olan konumundan dolayı da balık tüketimi oldukça yaygın.
Gri bezelye ve pastırma, Letonya'nın ulusal yemeği. Genelde Noel zamanlarından servis edilirmiş, bezelyenin şans getirdiğine inanıyorlar. Çavdar ekmeği, Rasol, Bezelye çorbası, Piragi, Griki, Letonya’nın egzotik yemeklerinden maizeszupa adı verilen meyve ve siyah ekmekle yapılan tatlı çorbasını da denemeden ayrılmayın.
Bir de tabii Letonya’nın sembollerinden olan Black Balsam var. Sindirime yardımcı olduğu söylenen, biber, zencefil, ıhlamur çiçeği, ahududu ve yaban mersini gibi çeşitli otlarla yapılmış votka temelli likör.
Yerel mutfaktan bir şeyler yemek istiyorsanız Folkklubs Ala Pagrabs ve Lido en çok tavsiye edilen mekânlardan.


Folkklubs Ala Pagrabs
Folkklubs Ala Pagrabs
Folkklubs Ala Pagrabs, Orta çağ konseptini deneyimlemek isterseniz, geleneksel mutfağıyla güzel bir tercih. Turistlik bir yer olduğu için fiyatları biraz yüksek. Kapıda sizi dönem kıyafetleriyle karşılıyorlar. Mahzen görünümüyle değişik bir iç dekorasyonu var.

Lido - Vermanitis
Lido - Vermanitis
Lido, 3-4 farklı şubesi olan, self servis hizmet veren, oldukça uygun fiyatlı bir yer. Oldtown içinde yer alan küçük, Lido Vermanitis'deki daha büyük alanı var.
Vincents, hem yerel hem de Avrupa mutfağından seçenekleri bulabileceğiniz çok şık bir restarurant. Elton John’dan Prens Charles’a kadar birçok ünlü gitmiş.


Rigensis Bakery
Rigensis Bakery
Rigensis Bakery, Sabahları vazgeçemeyeceğiniz yerlerden biri olabilir. Fırından çıkan yöresel hamur işleri mutlaka denenmeli. Çok güzel bir atmosferi var.
Ala, En meşhur restauranlarından bir diğeri. Belirli aksamlar eğlenceler düzenleniyormuş.
Secret Event Güzel kokteyl, keyifli atmosferi için tercih edilebilir.
Magic Balsam, Çesitli alkolleri deneyimlemek için gidilebilir.
Para Birimi
Euro kullanılıyor. Her yerde kredi kartı geçerli. Tallinn’e göre daha uygun bir şehir.
Son rotam olan Finlandiya’nın başkenti Helsinki için yolculuk vakti
2 gün ayırmış olduğum Riga’dan ayrılmak çok zor olsa da, yeni bir yer daha keşfetmek için dönüş uçağımın da kalkacağı yer olan Helsinki’ye geçiyorum. Uçak biletimi seyahatimden 10 gün önce Finnair’den aldım. Burada uçak fiyatları oldukça uygun, son dakikaya bıraksanız bile uygun fiyata bulabiliyorsunuz. Bilet için valiz hakkıyla birlikte 58 USD ödedim. Tramvayla havalimanına gidiş rahat olduğu için taksi ayarlamadım. Havalimanı oldukça pratik saatlerde öncesinde gelmenize hiç gerek yok.
Uçak için tek uyarım olacak o da valiz ebatlarınız! Helsinki’ye uçuşlar çoğunla pırpırlı uçaklarla yapılıyor toplam 80-100 kişi kapasiteli. Valiz için ekstra para ödeyip, kabin altına vermiyorsanız eğer boyutlarına dikkat etmelisiniz çünkü koltukların üzerlerindeki bagaj alanları çok küçük. Firmanın sitesinde yazılan ölçüleri kontrol edebilirsiniz. Benim valizim sığmadığı için ayağımın altına almak durumunda kaldım. Neyse ki tatlı bir hostese denk geldiğim için, uçakta boş olduğundan sanıyorum sorun çıkarmadılar.
Helsinki’ye geç bir saatte varıyorum. İlk gelişimden tecrübeli olduğum için havalimanın içerisinde bulunan tren ile yarım saatte şehir merkezindeki tren istasyonuna varıyorum. Tercih ettiğim hostel merkezi konumda Tasarım bölgesinde yer alıyor, istasyona da 10 dk yürüme mesafesinde olduğundan yürüyerek hostelime varıyorum. Soğuk ve geç bir saat olmasına rağmen Helsinki geceleri cıvıl cıvıl. Kızlar mini etekleri, bir karış karda giydikleri topuklu ayakkabılarıyla soğuya meydan okuyorlar resmen.
Nordik Şehir Helsinki
Gelişmiş ve planlı şehirleşmeyle dünyanın en iyi toplu taşıma hatlarından birine sahip oluşu, civardaki şehirlerin ve görülecek yerlerin merkezinde bulunmasından dolayı oldukça tercih edilen bir şehir.
6 küçük adacıktan oluşan Suomenlinna Adası en meşhur olanı. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, Sveaborg Kalesi olarak bilinen İsveç Kalesi’ne ev sahipliği yapmaktadır.
Finlandiya’da internet vatandaşlık hakkı olduğu için her yerde ücretsiz wi-fi bulabiliyorsunuz.


1 Aralık – 22 Aralık tarihleri arasında Senato meydanında kurulan Noel pazarını, Baltık ülkelerine göre oldukça sade buldum. Sıra sıra dizilmiş ahşap stantlarda satılan yiyecek ve içecek bölümleri için ayrı, hediyelik eşya satışlarının olduğu stantları ayrı bir bölüm olarak ayırmışlar. Bunu yapmalarındaki amaç alkollü içecekle pazar yerinde dolaşmanızı engellemek. Norveç’te aynısını uyguluyorlar. Elinizde sıcak şarabınızla dolaşamıyorsunuz. Marketteki fiyatlar Tallinn ve Riga’ya göre ortalama 2-3 Euro daha fazla burada.
Konaklama
Konaklama için önerim Design District (Tasarım Bölgesi). Çevresinde birçok sanat galerileri, şık restaurant ve barlar bulunan bölge her yere yürüme mesafesinde. Gece hayatının kalbi burada atıyor kesin. Hostelimi bu bölgede seçtim. 3 kişi paylaşımlı oda seçmeme rağmen fiyat diğer ülkelerde ödediğime göre oldukça yüksek diyebilirim.
Kallio Bölgesi ise merkezden 1-2 km uzaklıkta, daha ekonomik fiyata konaklama bulabileceğiniz bir bölge.
Şehirde çok az vaktiniz var ise benim gibi (1,5 gün) bir de en soğuk kış ayında geliyorsanız eğer hızlı bir Helsinki turu için gezdiğim rotalara göz atabilirsiniz! Kış ayını özellikle söylüyorum, hava güzel olsa rotamı farklı oluşturabilirdim. Kapalı mekanlardan ziyade park, bahçeleri, çevresindeki yakın adaları gezebilirdim.
Ulaşım
Ulaşım ağı en gelişen ülkelerden biri olan olan Helsinki, diğer İskandinav ülkelerine göre oldukça uygun bütçeli diyebilirim.
Havalimanından şehir merkezine birçok seçenek var.
Otobüs, Central Railway Station’ın arka kısmından kalkan 615 numarala otobüs ile 1 saat sürüyor.
Finnair City Buses, 20 dakikada bir kalkıyor.
Havaalanı shuttle, 15 dakikada bir havaalanı otoparkından kalkıyor.
Tren ise bana göre en pratiği oldu. Havalimanının içerisinde bulunan istasyondan 15 dakikada bir kalkıyor, yolculuk süresi 30 dk. Makinalardan 4,30 Euro’ya bilet satın alabiliyorsunuz, 75dk’da şehir içinde aktarma yapmanıza müsaade ediyor.
Helsinki’ye İstanbul’dan direkt uçuşla 3,5 saatte ulaşabiliyorsunuz. Kış aylarında bilet fiyatları oldukça uygun. Günde tek sefer düzenleniyor.
Şehir içinde ulaşım, 1 günlük biletlerden alarak toplu taşımanın tamamından yararlanabilirsiniz. Şehrin sembolü olan tramvayları sıklıkla göreceksiniz.


Helsinki Katedrali
Helsinki Katedrali
Neoklasik mimarisiyle 830-1852 yıllarında Finlandiya Büyük Dükü, Çar I. Nicholas’ın anısına dikilmiş; Senato meydanında olan katedral şehrin en güzel tarihi yapıları arasında. Ziyaret ücretsiz.
Market Square
Yüzlerce yıldır Finlandiya’nın en önemli etkinliklerine ev sahipliği yapmış hem yerel halk hem de turistler için önemli alışveriş merkezlerinden.


Vanha Kauppahalli (Old Market Hall)
Vanha Kauppahalli (Old Market Hall)
Liman’da eski tarihi bir yapı içine kurulan kapalı markette, kısa bir mola verip, sıra sıra dizilmiş dükkanlardan alışveriş yapıp, ayaküstü bir şeyler yiyebilirsiniz. Daha çok deniz ürünleri ve şarküteri ağırlıklı satışları. Ekmek üzeri somonlar, somon çorbası çok popüler mutlaka dükkanlardan birinde denemelisiniz.

Temppeliaukio Church (Rock Church)
Temppeliaukio Church (Rock Church)
Büyük bir kütlenin oyulmasıyla inşa edilmiş olan kilise, oldukça modern çizginin benimsendiği mimarisiyle kendisine hayran bıraktırıyor. Akustiğin çok iyi olmasından yılın belli zamanlarında müzikallerde düzenleniyormuş. Etkinlikler için web sayfalarını kontrol edebilirsiniz. Giriş ücretli.


Kiasma Çağdaş Sanat Müzesi
Kiasma Çağdaş Sanat Müzesi
1998 yılında tamamlanan yapı, Amerikalı Mimar Steven Holl tarafından tasarlanmış. Yapıyı tasarlarken ki amacı, tasarımıyla dikkatleri binadan uzaklaştırarak sanat eserleri üzerinde toplamayı hedeflemekmiş. Sergiler belli aralıklarla değişiyor. Binanın mimarisini görmeniz için bile gitmenizi tavsiye ederim.
Giriş ücreti kişi başı 20 Euro
İndirimli biletler ise 12 Euro (personel ve öğrenciye)


Kamppi Chapel of Silence
Kamppi Chapel of Silence
Ultra Çağdaş görünümündeki sessizlik şapeli 2012 yılında, Kimmo Lintula, Niko Sirola ve Mikko Summanen’in tasarımıyla yapılmış. Dini yapı, kozayı andıran görünümü ile Narinkkatori Meydanı’nda yer alıyor. İçerisi 60 kişi kapasiteli, ziyaret için uzun kuyruklar olabilir.

Vanha Kauppahalli
Finlandiya Mutfağı
Yöresel yemekleri pek yok diyebilirim. Ülkeye İsveç ve Rus mutfağı hakim.
Geyik eti yemekleri (poro, ren geyiği etinden yapılan sote), ayı etinden yapılan yemekler, somon ve ringa balığı, baharatlı patateslerden yapılan yemekler, makkara (yerel Helsinki sosisi), hernekeitto (bezelye çorbası) deneyebileceğiniz yemekler arasında. Somon çorbasını da denemenizi tavsiye ederim, inanılmaz lezzetli.
Mekan önerileri


Ekberg
Helsinki’nin en eski kafesi olarak bilinen Ekberg, 1852’den beri hizmet veriyor. Cafe kısmı ayrı yan tarafında da patisserie bölümü var. Hem locallerin tercih ettiği hem de turistlerin çokça ziyaret ettiği ünlü bir cafe burası. Konum olarak şehrin hemen her yerinden kolaylıkla ulaşılabiliyorsunuz. Helsinki’deki diğer mekanlara nazaran biraz daha pahalı olabilir.

Cafe Regatta
Cafe Regatta
Cafe Regatta, deniz kenarında Finlandiya ruhunu yansıtan küçük bir cafe burası.

Olivia Central Station
Olivia Central Station
Tren garı içerisinde bulunan restaurant oldukça şık dizayn edilmiş, İtalyan mutfağından lezzetler sunuyor. Şık görüntüsü sizi korkutmasın fiyatlar oldukça uygun.


Bier Bier
Bier Bier
Bier Bier, şık konsepti olan içeride birçok bira çeşitleri bulacağınız tatlı bir pub.
Diğer mekanlara da bir göz gezdirebilirsiniz.
Boulevard, Stefan's steakhouse, Pobre, Gaijin, Ravintola Toscanini, G livelab (canlı müzik, gruplar çıkıyor önceden bilet alınmalı mutlaka)
Kapak Fotoğrafı: @gzdgzmurgl
İç Mimar, Gezi Yazarı
Gözde Gizem ÜREGEL @gzdgzmurgl





Yorumlar